Yeni
Hastanemiz Hizmete Giriyormuş!
Yazıma
neden bu başlıkla başladım?
Develi’miz
de sıklıkla tekrarlanan bir Atasözümüz var. “Yılan hikayesine döndü”
diye. Gerçekleşmesi uzun zaman alan işleri anlatmak için kullanılır bu kelamı
kibar. Bizim yeni hastane de aynen öyle oldu.
Bilmeyen
okuyucular belki sorabilir, daha önce hastaneniz yokmuydu diye. Vardı hemde
1951 yılında yapılmıştı. Şimdilerde adı bile unutulan Develi’mizin gerçek
hayırseverlerinden merhum Cemal Nevzer ERCİS öncülüğünde, o yıllar belki
de bir çok şehirde olmayan bir hastane yapılmıştı memleketimize. Ve yıllarca
insanlarımıza şifa dağıtmış, bir çok şehire örnek oluşturmuştu. Yüce Allah
Cemal amcamıza ve memleketimize hizmeti geçmiş, ebediyete göç etmiş bütün insanlarımıza
rahmet eylesin. Hayatta olan ve memleket sevdası ile çırpınan güzel
insanlarımıza da sağlık, uzun ve bereketli ömür, hayırlı işler diliyorum.
Konumuz
yeni hastanemiz. Kadın ve Çocuk Hastanesinin hemen yanı başında da yapılan yeni
Devlet Hastanemiz için ilk yapım ihalesi 9 Mart 2017’de yapılmış. Tamamlanma
aşamasına kadar bir kaç sefer ödenek yetersizliğinden vs. inşaat durmuş. Konu
Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme gelmiş, sorulara ve basında çok sayı da
habere konu olmuş. Hatta gelini hemşehrimiz olan doktor bir milletvekilimiz
hastane tamamlanınca ilk ameliyatı kendisinin yapacağını söylemiş. Ve nihayet 5
senelik özlem yakında bitiyor. Geç ve güç oldu ama inşallah iyi oldu, hayırlı
olsun. Sebep olanlara teşekkür ederiz. Eski hastane binası da inşaallah ihtiyaç
sahibi ve insanlarımıza hizmet edecek bir kuruma tahsis edilir. Bu temennilerimi
ve sevincimi dostlarımla paylaşmıştım ki; saygıdeğer belediye başkanımız
hastanemizin eski binasını kast ederek “.....Hastanemiz atıl kalmayacak 112
acil ve aile hekimlerine tahsis edilecek inşallah.” şeklinde bilgi verdi. Bu
bilgiye de sevindim. Yeni hastanemiz dolayısıyla aklıma takılan şu husuları,
hayra vesile olur diye sesli düşünerek sizlerle de paylaşmak istedim.
-
Neden “Şifahane” değil de “Hastahane”. “Lifos Tower”, “Nish
Kayseri” vs. gibi batı kaynaklı isimleri, kavramları pek bir seviyoruz. Seyrani
babamız “Ermeninin, Rumun yağlı ketesi, Kaypak Müslümanı dinden çıkarır.” dizelerini
bu durumlar için mi söylemişti acaba?
-
Hasta insanlarımız hiç değilse şifahanelere gelirken moral bulsalar olmaz mı? Kaldı ki
bizim medeniyetimiz bu durumu hem de Kayseri’mizdeki “Gevher Nesibe
Şifahanesi” ile yüzyıllar önce öngörmemiş mi?
-
Hastanemizin yapım işinin yılan hikayesine dönmesinin, bir örneği de Kayseri’mizde
olan hasta garantili şehir hastaneleri ile bir ilgisi var mı?
-
Corona salgını öncesi Kayseri de koca Devlet Hastanesinin kapatılması, yerine
binalar dikilmesi konuşuluyordu. Allah’tan bizim hastanenin ve Kayseri Devlet
Hastanesinin imdadına CORONA yetişti!
-
Malum memleketimiz kış memleketi. Hastanemiz sanki Antalya da yapılır gibi
granit ve cam kaplama ile yapılmış, granitler de belki ithal! Soğuk kış
günlerinde bu yapı ısınacak mı, yakıt masrafları nasıl olacak? Kaplama
granitler sürekli dökülmeyecek mi?
-
Geç bile olsa, çok şükür hastanemizin binasını tamamlandı. Binanın içerisinde hizmet edecek yeterince doktor,
hemşire ve sağlık çalışanı vardır inşallah. Malum bunlar olmaz ise bina tek
başına sağlık hizmeti veremez.
Geç
ve güç olsa da Yeni Şifahane’miz sağlığa, şifalara vesile olur inşallah.
Emeği ve katkısı olanlardan Allah razı olsun. Biraz önce sonsuzluğa yürüdükleri
haberlerini öğrendiğim Diriliş dizisinin şifacısı, sevdiğim sanatçımız Artuk
Bey (Ayberk PEKCAN) ve Türk Sinemasının kraliçesi, çocukluk günlerimiz de
bizlere güzel duygular yaşatan, mavi gözlü sanatçımız Fatma GİRİK
hanımefendiye, bütün geçmişlerimize Yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
Eklenme Tarihi:
26.01.2022 11:34:42